Türk Hukuku Altında TV Formatlarının Korunması ve Lisanslanması
Türkiye'de televizyon formatlarının korunması ve lisanslanması telif hakkı yasası, haksız rekabet yasası ve sözleşmesel anlaşmaların bir karışımı tarafından yönetilir. TV formatları Türk telif hakkı yasası kapsamında doğrudan korumadan yararlanmasa da, yaratıcıların formatlarını koruyabilecekleri yollar vardır. Bu makale TV formatı korumasının doğasını, lisanslama uygulamalarını, TV formatı türlerini ve ilgili yasal çerçeveleri incelemektedir.
I. Türk hukukunda TV Formatlarının Niteliği
– Telif Hakkı Koruma Kriterleri: Bir eserin Türkiye'de telif hakkı koruması alabilmesi için özgün olması ve yaratıcı bir yön sergilemesi gerekir. TV formatları genellikle telif hakkı kapsamında korunmayan bir dizi fikir veya kavram olarak kabul edilir, çünkü telif hakkı fikirleri, yöntemleri veya kavramları değil, bu fikirlerin ifadesini korur.
– Eser Olarak Format: TV formatı ayrıntılı senaryolar, karakter taslakları veya belirli ifadeler (bölüm senaryoları, diyaloglar veya grafiksel temsiller gibi) içeriyorsa, özgün bir edebiyat veya sanat eseri olarak kabul edilebilir. Formatın bu kısmı, *Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu (Kanun No. 5846)* kapsamında potansiyel olarak bir “sinematografik eser” veya bir “sanat eseri” olarak koruma altına alınabilir.
II. Türk Hukukunda TV Formatlarının Türleri
TV formatları çeşitli stillerde ve yapılarda gelir, her biri kendine özgü kurallar, sunum stili ve hedef kitleye sahiptir. İşte yaygın türlerden bazıları:
– Oyun Gösterileri: Bunlar katılımcıların genellikle ödüller için yarıştığı yarışmalar veya sınavlar içerir. Oyun gösterileri genellikle farklı ülkeler ve dillerde tekrarlanabilen belirli bir yapıya (turlar, puanlama sistemleri ve kurallar gibi) sahip standart bir formata sahiptir. Örnekler arasında bilgi yarışması tabanlı formatlar, fiziksel meydan okuma tabanlı formatlar veya bulmaca çözme yarışmaları bulunur.
– Reality TV Şovları: Bu formatlar, belirli bir ortamda bireyleri veya grupları içeren gerçek yaşam durumlarını belgelendirir. Yetenek yarışmaları gibi yarışma tabanlı reality şovlarından, katılımcıların günlük yaşamlarını takip eden gözlemsel reality TV'ye kadar çeşitlilik gösterir. Reality TV'nin özü, ortam ve format kuralları gibi birçok öğe dikkatlice tasarlanmış olsa da, senaryosuz doğasıdır.
– Yetenek Şovları: Bunlar, şarkı söyleme, dans etme, yemek pişirme veya diğer beceriler gibi alanlarda yeni yetenekleri keşfetmeye odaklanan bir gerçeklik TV alt kategorisidir. Format genellikle seçmeler, akıl hocalığı ve büyük finale kadar giden eleme turlarını içerir. Yapı oldukça tekrarlanabilir olduğundan uluslararası uyarlamalar için popülerdir.
– Senaryolu Drama ve Telenovelalar: Diğer formatlar kadar esnek olmasa da, bunlar seri hikaye anlatımı içerir ve genellikle yerel kültürlere uyarlanabilen bir formülle gelir. Genellikle belirli senaryo ve hikaye örgüsü nedeniyle telif hakkı yasası kapsamında daha fazla korunurlar.
– Belgesel Dizisi: Bu formatlar, gerçek yaşam konularını keşfetmek için gazetecilik ve hikaye anlatıcılığının unsurlarını harmanlar, genellikle belirli bir tematik odakla. Belgesel dizileri, yerel hikayelere odaklanırken farklı bölgelere uyarlanabilir hale getiren önceden tanımlanmış bir anlatı yapısına sahip olabilir.
– Talk Show'lar: Talk show formatları genellikle konuklarla çeşitli konuları tartışan bir sunucu veya panel içerir. Bunlar röportaj tabanlı olabilir veya izleyicilerle etkileşimli bölümler içerebilir. Genel konsept genel olsa da, set tasarımı, bölüm yapıları ve sunucu stili gibi belirli öğeler korunabilir.
– Arkadaşlık Programları: Bunlar, romantik ilişkiler kurma amacıyla birbirleriyle etkileşime giren katılımcıları içerir. Arkadaşlık programları genellikle elemeler veya meydan okumalar gibi rekabetçi bir unsur içerir ve yerelleştirmeye izin veren uyarlanabilir formatları nedeniyle popüler hale gelmiştir.
III. Türk Hukukunda TV Formatlarına İlişkin Haksız Rekabet Hukuku
– Türk hukukunda bir TV formatı doğrudan telif hakları hukuku kapsamında korunmuyorsa, Türk Ticaret Kanunu kapsamındaki haksız rekabet hükümleri kapsamında korunabilir.
– Bu koruma, bir rakip bir TV formatını orijinal yaratıcının çabalarını yanıltıcı veya haksız avantaj sağlayan bir şekilde kopyalarsa geçerlidir. Böyle bir iddiayı kanıtlamak için, kopyalanan formatın belirgin unsurlara sahip olduğunu ve kopyalamanın karışıklığa veya haksız faydaya yol açtığını göstermek gerekir.
– Yargıtay'ın Türk hukukunda TV formatları kavramına ilişkin 05.06.2024 tarihli bir kararı var ve bu kararda TV formatı fikrinin kendisinin telif hakkı hukuku açısından bir eser olarak korunamayacağını ancak bazı koşullar altında haksız rekabet hukuku kapsamında korunabileceğini açıklıyor. Karara aşağıdaki bağlantıdan ulaşılabilir.
https://www.lexpera.com.tr/ictihat/yargitay/11-hukuk-dairesi-e-2023-91-k-2024-4716-t-5-6-2024
IV. Türk hukuku kapsamında TV Formatlarının Lisanslanması
Lisanslama, özellikle sınırlı doğrudan telif hakkı koruması göz önüne alındığında, yaratıcılar ve yapımcılar için TV formatlarını Türk yasalarına göre ticarileştirmek için önemli bir araçtır. Lisanslamanın tipik olarak nasıl çalıştığı şöyledir:
– Lisans Anlaşmaları: Yaratıcılar, bir yapım şirketi veya yayıncı ile resmi bir anlaşma yoluyla bir TV formatını kullanma, uyarlama veya üretme haklarını lisanslayabilir. Lisans anlaşması genellikle kullanım kapsamını, bölgeleri, süreyi ve telif ödemelerini tanımlar. Bu, format yaratıcısının çalışmalarının nasıl kullanılacağı konusunda kontrol sahibi olmasını ve kullanımı için tazminat almasını sağlar.
– Özel ve Özel Olmayan Lisanslar: TV formatı lisansları, yalnızca bir lisans sahibinin belirli bir pazarda formatı kullanmasına izin veren özel veya birden fazla lisans sahibinin formatı kullanmasına izin veren özel olmayan olabilir. Özel lisanslar genellikle aynı bölge içinde rekabet eden uyarlamalara getirilen kısıtlama nedeniyle daha yüksek ücretler gerektirir.
-Gelir Paylaşımı: Türk hukukuna göre TV formatları için lisans anlaşmaları genellikle formatın yaratıcısının veya sahibinin formatın uyarlamalarından, yapımlarından veya yayınlarından elde edilen kârın bir yüzdesini kazandığı gelir paylaşımı şartlarını içerir. Bu, reklam gelirinin, abonelik gelirinin veya diğer gelir akışlarının bir yüzdesine dayalı olabilir.
– Yerelleştirme ve Uyarlama Hakları: Türk hukuku uyarınca TV formatlarının lisanslanmasının önemli bir yönü, formatı belirli bir pazar için yerelleştirme veya uyarlama hakkıdır. Bu, dil, kültürel referanslar ve diğer içerik ayarlamalarındaki değişiklikleri içerir. Lisans anlaşması, hangi unsurların orijinal formatla tutarlı kalması gerektiğini ve hangilerinin uyarlanabileceğini belirtebilir.
V. Türk Hukuku Kapsamında TV Formatlarına İlişkin Sözleşmeler ve Gizlilik Anlaşmaları
– Sınırlı telif hakkı koruması göz önüne alındığında, yapımcılar genellikle TV formatlarını korumak için sözleşmelere ve lisans anlaşmalarına güvenirler. Bu anlaşmalar, bir formatın hangi şartlar altında kullanılabileceğini, uyarlanabileceğini veya lisanslanabileceğini belirleyebilir.
- Gizlilik Sözleşmeleri (NDA'lar): NDA'lar, potansiyel ortaklar, yayıncılar veya yapım şirketleriyle yapılan görüşmeler sırasında bir TV formatının ayrıntılarının gizliliğini korumak için kullanılır. Bu, özellikle resmi bir lisans anlaşması imzalanmadan önce kritik öneme sahiptir.
– Format Lisans Anlaşmaları: Bu anlaşmalar, format sahibinin konseptin nasıl yürütüleceği konusunda kontrolü elinde tutmasını sağlayarak, formatın kullanımıyla ilgili herhangi bir ihlal veya anlaşmazlığın yönetilmesi için yasal bir çerçeve sunar.
VI. Türk hukukunda TV formatlarına ilişkin ilgili Yargıtay Kararları ve Uygulamalar
– Türk hukukuna göre TV Formatları için, Türk mahkemeleri genellikle TV formatları için doğrudan telif hakkı korumasını tanımaya karşı ihtiyatlı bir yaklaşım benimsemiştir. Korumanın sağlandığı durumlarda, bu genellikle genel kavramdan ziyade formatın belirli, ayrıntılı ve orijinal ifadesinden kaynaklanmıştır.
– Örneğin, mahkemeler bir TV formatının, salt bir konseptin ötesine geçen ayrıntılı senaryolar, ayırt edici karakterler veya benzersiz tasarım öğeleri içerip içermediğini ve bu sayede korumaya uygun olup olmadığını değerlendirmiştir.
– Lisans anlaşmazlıkları genellikle bir tarafın benzer bir formatın lisanslı konseptlerini ihlal ettiğini iddia etmesiyle ortaya çıkar. Bu gibi durumlarda, mahkemeler lisans anlaşmasının şartlarını ve formatın unsurlarının doğrudan kopyalanıp kopyalanmadığını veya sadece esinlenip esinlenmediğini inceler.
Sonuç
Formatların soyut yapısı nedeniyle Türk hukukunda TV formatlarının doğrudan korunması zor olsa da, yaratıcılar belirli ifadeler için telif hakkı yoluyla koruma arayabilir, haksız rekabet iddialarını kullanabilir ve sağlam sözleşmesel anlaşmalarla konumlarını güçlendirebilirler.
Lisanslama, TV formatlarının paraya çevrilmesinde önemli bir rol oynar ve yaratıcıların fikirlerinin kullanımı için kontrolü sürdürmelerine ve tazminat almalarına olanak tanır. Lisanslama anlaşmalarının dikkatli bir şekilde hazırlanması ve gizlilik anlaşmalarının kullanılması yoluyla, yaratıcılar TV formatlarını Türkiye pazarında etkili bir şekilde koruyabilir ve ticarileştirebilir.
TV formatınızı Türk yasaları kapsamında korumak veya mevcut bir formatı lisanslamak istiyorsanız, size özel hukuki danışmanlık sağlayabilecek, sağlam lisans anlaşmaları hazırlayabilecek ve haklarınızın Türk yasaları kapsamında tam olarak korunmasını sağlayabilecek bir fikri mülkiyet (FM) avukatıyla çalışmanız önemlidir.

Av. Emir Aksoy